Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem imam Ali hakkında buyururki ; Seni sevenler ölürken hasretle ölmez,kabirde korkmaz ve tek kalmaz,kıyamet günü dehşete düşmez. Bu onlara yeterlidir. Tarih-i Bağdad c4 / 102,Lealil Masnua (Suyuti) s 64,Yenabi ul Mevedde
   
  ALEVİ İSMİN VAR ALEVİLİGİ YAŞİYONMU PEKİ
  YENİ ALEVİLİK BİLGİLERİ
 
Fatiha Suresi (İlk sure olarak tertip edildiğinden dolayı, Kurân'a açış yapan, açan anlamında isim verilmiştir.) Mekke’de inmiştir. 7 ayettir. Besmele’nin ayetlerden olup olmadığı hakkında sünnü kardeşle...rimiz arasında ihtilaf vardır. Ebu H...anife’ye göre bir ayet olarak kabul edilmezken, Muhammed bin İdris el-Şafi’i ye göre surelerin bir ayeti olarak kabul edilir. Ehli Beyt imamlarına göre Besmele bir ayettir ve ayetlerin en yücesidir. Kuran-ı Kerim’i okumaya başlarken ilk olarak “E’uzu-billahi- mineş-şeytani-reciym” yani: “Şeytan’ın şerrinden ve kötülüklerinden Allah’a sığınıyorum” okunması Kuran’ın kendi ayetlerinde, Nahl suresinin 98. ayetinde Allah tarafından beyan buyurulmuştur. Fatiha suresinin birinci ayeti: “Bismillahirrahmanirrahim” (1)Ayetin anlamı: “Rahman, nimetini tüm varlıklara sunan ve merhamet eden ve Rahim , müminleri ziyade bir şekilde esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla” Ayetin tefsiri ve tevili: Ehli Beytten gelen haberlere göre, hz. Ali Besmele tefsiri hakkında şöyle buyurmuştur: “İsteseydim, sizlere Besmele’den yetmiş deve yükü kadar tefsir yapardım” Abdullah bin Abbas bir akşam hz. Ali’den Besmele’nin tefsirini sormuştu. Hz. Ali tefsire başlamış ve sabaha kadar devam etmişti. Abdullah bin Abbas’ın yorulduğunu gören hz. Ali tefsirini kesmişti. Hz. Muhammed, Allah’ın duası ve selamı ona ve tertemiz Ehli Beytine olsun, şöyle buyurmuş: “ Bütün ilahi kitapların sırrı Kuran’da dır. Kuran’ın bütün sırrı Fatiha suresindedir. Fatiha suresinin sırrı Besmele’de dir. Besmele’nin sırrı , Besmele’nin başındaki Ba harfindedir. Ba harfinin sırrı , Ba harfinin altındaki noktadadır.” Hz. Ali şöyle buyurmuş: Ba harfinin altındaki nokta benim.” “İlim noktadır, cahiller onu çoğaltmaktadır.” Bütün İlahi kelamın sırrı hz. Ali’dir. Her yazının başlangıcı ve sonu noktadır. Ama cahiller halen bunu farketmekten acizdirler. Öyle olmasaydılar cahil olmazlar Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!” (7) Ayetin tevili ve tefsiri:Kendilerine ikramda ve lütufta bulunduğu hz. Muhammed ve Ehli Beytidir. Allah’ın gazabına uğrayanlar yahudiler ve hiristiyanlardır. Sapanlar ise Ehli Beytin velayetini inkar edenlerdir

YA ALLAH

YA MUHAMMED

YA ALI

YA FATIMA

 YA HASAN YA HUSEYN

 

SELAM OLSUN SIZLERE SIZLERI SEVENLERE ASK ILE ALLAH ALLAH ALLAH ASK ILE



Muhammed Taki (a.s) buyururki ; Hamd olsun Allah'a, nimetine ikrar olarak; Allah'tan başka bir ilâh olmadığına şehadet ediyorum, vahdaniyetine ihlâs olarak. Allah'ın salâtı yaratıklarının efendisi Muhammed'e (s.a.a) ve onun Ehlibeyti'nden ...olan vasilere olsun"
 Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Meclislerinizi Ali bin Ebi Talib'in zikriyle süslendirin
 

imam Caferi Sadık(as)

şöyle buyurdu:Sizlerden

her kim her vakit;

Lailahe İllallah,

Muhammeden Resulullah

derse şöyle demeside vacip

ve gereklidir: Aliyyun

Emir-el Müminine Veliyullah

Bihar-ul Envar c. 27 s


 

bni Abbas rivayet eder ki Resulullah buyurdu ki; Her kim Lailahe illallah derse göğün kapıları onun yüzüne açılır. Ve her kim onun yanında Muhammeden Resulullah derse hakkın yüzü güler ve ona müjde verir. Ve her kim Aliyyen Veliyyullah derse yağmur damlaları sayısınca günahı olsa dahi Allah onun günahlarını affeder.

Bihar ul Envar c 38 sf 318 ve 319. 27.hadisi şeriften

Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız (Zuhruf Süresi 41.Ayet) a) Bu ayet indiği zaman Resulullah şöyle buyurdu: Bu ayet Ali bin Ebi Talib hakkında indi. Kendisi benden sonra ahdi bozanlardan, adaletten sapıp zulmedenlerden ve dinden çıkanlardan intikam alacaktır.

Kaynak: Süleyman el- Kunduzinin Yenabiul Mevedde s.235


 

İsa ve Cabir dediler ki: Bu ayet Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız Resulullaha indiğinde buyurdu ki: Ali bin Ebi Talib ile intikam alırız.

Kaynak: Menakıb-ı Meğazeli s.321

Ebuzeri gaffari(ra)rasulullah(saa)den soyle rivayet eder : KIMSEYI ALI'YE TERCIH KONUSU YAPMAYIN KI HAKK'IN UZERINI ORTENLERDEN OLURSUNUZ!KIMSEYI ONDAN USTUN SAYMAYINKI GERISIN GERIYE DONENLERDEN OLURSUNUZ

amr b.sad,emirilmuminin Ali(as)dan;imam Ali(as) huzeyfe b.yemana buyurduki;"ey huzeyfe! halak anlamadigi dilden bahsetme,aksi halde tugyan ve isyan ederler,dogrusu ilmin bir bolumunu tasimak oyle zordurki eger o ilm daglara yuklense daglar onu tasimaz;dogrusu biz ehli-beyt-in ilmi inkar olunacak ve batil oldugu zannedilecek;bizim ilmimizi rivayet edenler oldurulecekler ,bizim ilmimize kotu davranilacaktir.Peygamberin vasisi ve o vasinin evlatlarina verilen ilme hased ve isyan edeceklerdir

Resulullah buyurdu ki: Göğün yedinci katına miraca çıktığımda onun kapılarına şöyle yazıyordu: Lailahe illallah, Muhammedün Resulullah, Aliyyün Emirülmüminin. Nur perdesine gittiğimde onun üzerinde de şöyle yazıyordu: Lailahe illallah, Muhammedün Resulullah, Aliyyün Emirülmüminin. Arşın direklerinden her birine de aynı yazı yazıyordu: Lailahe illallah,Muhammedün Resulullah, Aliyyün Emirülmüminin.

Hz. Ali (a.s), Hz. Mehdi (a.s)’ın sıfatlarıyla ilgili şöyle buyurmuştur:

“O’nun sığınak vermesi, hepinizin sığınak vermesinden daha geniştir; ilmi hepinizin ilminden daha çoktur; sıla-i rahmi (akrabalarla ilişkisi) ise hepinizinkinden daha fazladır... Onu görmeyi ne kadar da gönlüm istiyor.”[1]

Halk Arasında Bulunmasına Rağmen Tanınmaması

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Bu ümmet nasıl, Allah Teala’nın Yusuf hakkında davrandığı gibi kendi hücceti (Hz. Mehdi -a.s-) hakkında da davranmasını ve bu konuda O’na (zuhur etme) izni verinceye dek (tanınmayacak bir şekilde) onların pazarlarında dolaşmasını ve sergileri üzerine ayak basmasını inkar edebilir!”[2]

Hac Merasimine Katılması

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Halk kendi İmamını arar durur (onu bulmaya ve O’nu görmeye çalışırlar). Oysa O (Hz. Mehdi -a.s-), hac mevsiminde hac merasimine katılır ve onları görür, ama onlar O’nu göremiyorlar.”[3]

Hz. İsa’nın O’nun Arkasında Namaz Kılması

Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:

“Mehdi (a.s) Beyt’ul-Mukaddes’e girecek ve İmam olarak halkla namaz kılacak... İsa (a.s) da O’nun arkasında namaz kılacak ve O’na biat edecektir.”[4]

Hz. Ali’nin Siresi Üzere Hareket Etmesi

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Kâim’imiz kıyam ettiğinde, Hz. Ali (a.s)’ın elbisesini giyecek ve O’nun siresi esası üzere hareket edecektir.”[5]

Züht ve Cihadı

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Neden Kâim (Hz. Mehdi -a.s-)’in kıyamı hakkında bu kadar acele ediyorsunuz? Allah’a and olsun ki, O’nun elbisesi kaba (ince ve zarif değil) ve yemeği ise katıksızdır. O’nun kıyamı, kılıç ve kılıcın altında ölümden başka bir şey değildir!”[6]

Kulların Başına Elini Koyması

Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:

“... (Hz. Mehdi) elini kulların başına koyacaktır. Böylece her müminin kalbi, demir parçalarından daha sağlam olacak ve Allah-u Teala O’na kırk kişinin gücünü verecektir.”[7]

Hükümetinin Karargahı

İmam Sadık (a.s)’ın ashabından biri İmam’a: “Hz. Mehdi’nin evi ve karargahı neresidir?” diye sorduğunda, İmam (a.s) şöyle buyurdular:

“Hükümdarlık yurdu, Kufe’dir; yargı ve hüküm verme meclisi, Kufe’nin mescid-i camisidir; beyt’ul-mal’ı ve ganimetlerin taksim edildiği yer, Sehle camisidir; istirahat ve tenha kaldığı yer ise, Necef’in beyaz (kupkuru-serap) arazileridir.”[8]

Gaybî İlmi

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Hz. Mehdi (a.s), her kavmin işlerinin içyüzünden (sakladıkları şeyden) haber verir ve dostunu düşmanından ferasetle tanır.”[9]

Kıyamı ve Savaşı

İmam Rıza (a.s) buyurmuştur ki:

“Kâim’imiz (Hz. Mehdi -a.s-) kıyam ederse, kan ve terden (savaşmaktan) başka bir şey olmayacaktır. İnsanlar sürekli (savaş için) eyerler üzerinde olacaklar. Kâim’in elbisesi kaba, yemeği ise katıksızlıktan (kuru ekmekten) başka bir şey değildir.”[10]



----------------------------------------------------

[1] - Bihar, C. 51, S. 115, H. 14.

[2] - Kâfî, C. 1, S. 134, H. 885.

[3] - Vesail’uş- Şia, C. 8, S. 96, H. 9.

[4] - İmam’ul- Mehdi, S. 557.

[5] - Vesail’uş- Şia, C. 3, S. 348, H. 7.

[6] - Bihar, C. 52, S. 354.

[7] - Kemal’ud- Din, S. 653.

[8] - Nevâib’ud- Duhur, C. 3, S. 125.

[9] - Sırat’ul- Mustakim, C. 2, S. 254. 

 Resulullah (s.a.a.), Ansar halkına hitaben şöyle buyurdu:Ey Ansar, ona tutunduğunuz müddetçe benden sonra asla sapmayacağınız bir şeyi sizlere tavsiye edeyim mi?" Dediler ki : " Evet ey Resulullah " Bunun üzerine Resulullah (s.a.a.) onlara hitaben şöyle buyurdu :"Bu, Ali'dir, beni sevdiğiniz gibi onu seviniz ve bana ...ikramda bulunduğunuz gibi ona ikramda bulununuz.Size söylediklerimi Cebrail vasıtasıyla Allah bana emretti." İbn-i Ebil Hadit'in "Şerh-u Nehc'ül Belağa" c.9, s.170 / Ebu Naim'in "Hilyet'ül Evliya" c.1, s.63 / el-Heysemi'nin Mecma'üz Zevaid" c.9, s.132 / el-Künci eş-Şafii'nin "Kifayet üt-Talip" s.210 / el-Kunduzi el-Hanefi'nin "Yenabi'ül Mevedde" s.313 /el-Müttaki el-Hindi'nin "Kenz'ul Ummal" c.15, s.126 / "Riyad'ul Nadara" c.2, s.233 / el-Hamvini'nin "Feraid es-Simtayn" c.1, s.197 / İbn-i Ebi Talha'nın "Metalib üs-Süül" c.1, s.610)          
  
Hz. Fatıma (a.s) buyurmuştur ki:(Sakife ehlinin) Hz. Aliden intikam almalarının sebebi ne idi?! Allaha and olsun ki, Onun düşmanları çiğnemesinden, mücadelesinde ibret verici cezasından, kılıcının hak yolunda kimseyi tanımamasından, ölüme itina etmemesinden, Allahın kitabı hakkında derin bilgiye sahip olmasından ve Al...lah için münafıklara karşı öfkesinden dolayı Ondan intikam aldılar.[11]İleluş- Şerayi, Saduk, Cami-i Müderrisin b. Kum        Resulullah (s.a.a.) şöyle buyurdu :"Her kim Adem'e ve ilmine, Şis'e ve hilmine, İdris'e ve refetine, Nuh'a ve davetine, İbrahim'e ve cömertliğine, Musa'ya veselabetine, Davud'a ve hilafetine, İsa'ya ve ibadetine, Zekeriya'ya ve şahadetine, Yahya'ya ve ismetine... bakmayı istiyorsaAli'ye baksın. Çünkü Ali bir ayna gibi onları aksettirmiştir."(Ahmet Bican'ın "Envar'ül Aşıkin" c.1, s.458-459)


Lakin Rablerinden korkanlar için altlarından ırmakar akan cennetler vardır. Orada ebedi kalırlar,Allah tarafından ağırlanacaklardır. Allah katındaki nimetler, iyiler için çok daha hayırlıdır." Al-i İmran Suresi 198 Esbağ b. Nebbat'tan Hz. Ali'nin şöyle buyurduğunu duydum: " Hz. Resulullah elimden tuttuktan sonra şöyl...e buyurdu:Ey kardeşim! Allah 'u Teala şöyle buyuruyor. 'Allah katından ki nimettir. . ... 'Ayetini okuduktan sonra şöyle dedi: Ey Ali sen mükafatsın (velayetin) ve senin taraftarların (şiaların) en hayırlılarıdır


İhdines sıratel Mustakim (Allahım bizi dosdoğru yola hidayet eyle)" Fatiha :7Salebi "Keşful Beyan fi Tefsir-ul Kur'an" adlı tefsir kitabında, bu ayetin tefsirinde şöyle naklediyor: "Allah'ım bizi dosdoğruyola hidayet eyle" ayetinin tefsirinde Müslim b. Heyyan Ebu Bureyde'nin şöyle dediğini duydum. Sırat'tan (Doğru yol)...maksat Hz. Muhammed, Hz. Ali ve Ehl-i Beyti'dir


Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; Eğer bütün ağaçlar kalem, bütün denizler mürekkep bütün cinler muhasip ve bütün insanlan da yazıcı olsa Alinin faziletlerini bitiremezler.

Tarih-i Bağdad c3 sf 192,Kenz ul Ummal c6 sf 159
 

Resulullah (saa) ºöyle buyurdu : Ey Ali, bir kul Allaha karºı Nuh’un kavmi içinde kaldığı gibi ibadet etse, Uhud dağı kadar altını olup onu Allahın yolunda harcasa, ömrü uzun olup bin kere yayan hac etmeğe ömrü yetse ve sonra Safa ve Merve arasında mazlum olarak öldürülse ve bütün bunlara rağmen senin velayetin altında... değilse o kiºi hiçbir zaman ne cennete girecek, ne de cennetin kokusunu koklayacaktır. (Menakıb-ı Hüvarezmi s.28 / Süleyman el-Kunduzi' nin "Yenabi' ul Mevedde" s.252 / Enis Emir'in "Fazilet-i Ehl-i Beyt-i Resulullah" s.458) 2- İmam Ali buyurdu ki: Allahu Teala şöyle buyurmuştur: “Velâyeti Ali bin Ebi Tâlib hasni, femen dehale hasni âmene min azâbi.” Meali: “Ali bin Ebi Talib’in velayeti benim kalemdir, her kim kaleme geçerse azabımdan emanda olur.” Menakıb el-Kaşi s.101 et-Tüsteri el-Meraşi "Şerh-i İhkak’ul 


Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem buyurdu ki ; Allah ;Hz.Ali ve evlatlarının faziletlerini gizleyen alimlerin suçu yüzünden halka azap edecektir.Bilin ki peygamberler ve resullerden sonra yeryüzünde yaşayan en hayırlı insanlar Ali ve onun taraftarlaridirOnlar Ali'nin velayetini kabul edip faziletlerini yayarlar.Rahmet onları kapsar ve melekler onların günahlarının affolması için Allah'a dua ederler.Onun faziletlerini ve velayetini inkar edenlere eyvahlar olsun.İnkarcıların yeri ateştir.(1)(1) Dem'et us Sâkibe (Mevla Muhammed Bâkır Behbehani r.a.) c2 sf 56

Kur'an-i Kerimin dilyle konuşmak gerekir, Kur'an-i Kerim diyor ki: İki türlü imam (halife) vardır.1-Cennete çağıran imamlar: "İçlerinden de sabrettikleri zaman emrimizle doğru yola götürecek imamlar tayin ettik" Secde/242-Cehenneme çağıran imamlar:"Onları cehenneme çağıran önderler( imamlar ) kıldık. Kıyamet günü de y...ardım edilmez onlara." Kasas/41 Bizim görevimiz Cennete Çağıranlara uymak, değilmi onlar  12 İMAMLARDİR ONLARA UY
 

Emirül Müminin Hz.Ali Bin Ebi Talib aleyhisselam kendini tanıtan bir hutbesinde şöyle buyurdu:

Bende Gayb ilminin anahtarları vardır ki onları Resülullahtan sonra benden başkası bilemez.

Benim ilk suhufta zikredilen Zülkarneyn;

ben Süleymanın yüzüğünün sahibiyim;

ben güzel işlerin velisiyim
ben sırat ve durulacak yerin sahibiyim; ben Rabbimin emriyle Cennet ve Cehennemi bölenim; ben ilk Ademim; ben ilk Nuhum; ben Cabbarın ayetiyim; ben hakikatin esrarıyım; ben ağaçları yapraklandıranım; ben meyveleri kuvvetlendirip yetiştirenim; ben suları yerden çıkaranım; ben nehirleri akıtanım; ben ilmin hazenadarıyım;
 

 

ben hikmetin yüce dağıyım;

ben Müminlerin Emiriyim;

ben yakinin gözüyüm;

ben Allahın göklerde ve yerdeki hüccetiyim;

benim yerlere sarsan yıldırım ve zelzele;

benim hak ile gelecek olan haykırış;

benim o saat ki şüphesiz olarak geleceği halde yalanlanan;

ben ondan şüphe edilmeyen kitabiyim


 

benim Allahın onlarla dua etmelerini emrettiği onun güzel isimleri;

ben Musanın ondan iktibas eylediği nurum;

ben Sur'un sahibiyim;

ben her mezarda yatanları kabirlerinden çıkaranım;

ben kıyamet günündeki dirilişin sahibiyim;

ben Nuh'un sahibi ve kurtarıcısıyım;

ben gökleri Rabbimin emriyle yükseltenim

 

ben Ibrahimin sahibiyim;

ben Musa'nın sırrıyım;

benim gayp aleminde ruhlara konuşan;

ben daim ve baki olan emirim;

ben tüm yaratılanlara karşı hakkın velisiyim;

benim sözünü değiştirmeyen ve yaratılmışların hesabı ona dönecek olan; benim tüm yaratılmışların emri ona aktarılan;

ben yaratıcı Ilâh'ın halifesiyim;

ben beldelerinde Allah'ın sırrı ve kulları üzerine onun hüccetiyim


 

ben Allah'ın emriyim,

Ruh benim; Allah-u Teâla buyuruyor ki: Sana ruh hakkında sorarlar, de ki: Ruh, Rabbimin emrindendir (Isra 85.Ayet);

ben yükselen dağları sabit kılan ve akan suları yerden çıkaranım;

ben ağaçları diken ve onlardan çeşitli meyveler çıkaranım;

ben tüm güçlere sahip olanım;

ben ölüleri müjdeleyenim;

ben yağmuru indirenim;

ben Güneşi, Ayı ve yıldızları ışıklandıranım;

ben Kıyameti koparanım;

ben kıyamet gününü başlatanım;

benim, Allah tarafından ona itaati vacip kılınan;

benim hayatta baki olup ölmeyen ve ölsem de hiçbir zaman ölü olmayan; ben saklı kalan Ilah'ın sırrıyım;

benim olan ve olacak her şeyin bilgini olan
 

ben müminlerin namazı ve orucuyum;

ben müminlerin mevlası ve imamıyım;

ben ilk ve son dirilişin sahibiyim;

ben övgülerin ve özelliklerin sahibiyim;

ben yıldızların sahibiyim;

ben Allah'ın ağrı veren azabıyım;

ben ilk cabbarları helak edenim;

ben devletleri var edip yok edenim;

ben yer sarsıntılarının sahibiyim;

ben Güneş tutulmasının ve yere çöküşün sahibiyim;

ben Firavn'ların kanını bu kılıcım ile yere akıtanım;

ben yeryüzünde Allah'ın onun itaatini emretmiş olduğu kişiyim, zuhur ettiğimde beni inkar ettiler ve şanı yüce olan Allah bu durum hakkında şöyle buyurdu: O geldiğinde, onu tanımadılar ve bu inkarları ile küfre saptılar (Bakara 89);

ben nurların nuruyum
 

n Arşı temiz olanlar ile taşıyanım;

ben önceki kitapların sahibiyim;

ben Allah'ın kapısıyım, kim bunu yalanlarsa ona açılmayacak ve cennete giremeyecektir;

benim meleklerin meleklere karşı yatağına izdiham ettiği;

benim yeryüzünün tüm kısımlarında tanınan kişi;

benim Güneşin onun için iki kere geri döndüğü;

ben Resulullah (saa) ile iki kıblede namaz kılan ve iki beyatte beyat edenim
 

ben Bedir ve Huneyn (savaşları)in sahibiyim;

benim Tûr (dağı);

benim sahifelere yazılıp neşrolunan kitap;

benim dolup taşan deniz;

benim Beytül Mamur (Yedinci gökte bulunan en yüce yer);

benim, Allahın ona itaat etmeleri için yaratıklara çağırıda bulunduğu, bir kısmı bu çağrıyı inkar etti ve hayvanlara dönüştürüldü ve bir kısmı ise çağrıya iman etti ve

buna karşılık da bağışlandı ve herkesten daha öne sürüldü;

benim Allahın kerametinden dolayı cennetin ve cehennemin anahtarları elinde olan;

ben Resulallah (S.M) ile yerde ve gökte beraberim;

benim hiçbir ruh daha harekete geçmeden ve hiçbir nefis nefes almadan önce tespih eden;

ben ilk asırların sahibiyim;


 

benim susan, konuşan ise Muhammed'dir;

ben Musayı denizden geçirip, Firavn'u askerleri ile denizde boğanım; ben hayvanların fısıltısını ve kuşların dilini bilenim;

benim yedi gök tabakasını ve yedi yer tabakasını, bir gözün açılıp kapanması zarfında dolaşan;

benim Isa'nın dili ile onun yerine beşikte konuşan;

benim Isanın arkasında namaz kılacağı kimse;

benim Sur içinde Allah'ın istediği şekilde hareket eden
 

ben hidayet yolunun çerağıyım;

ben takvanın anahtarıyım;

benim son ve başlangıç,

benim kulların amellerini gören;

ben alemlerin Rabbinin emri ile göklerin ve yerin bekçisiyim;

benim hak ile hükmeden;

ben dinin diyanetçisiyim;

ben o kişiyim ki ancak velayetime bağlı olanların amelleri kabul edilecek ve ancak benim sevgim ile yapılan iyiliklerin faydası olacak

 

ben o kişiyim ki velayetimi bin tane ümmet inkar etti ve hepsi de hayvanlara döndürüldü;

benim ilk zamanda zikredilen ve son zamanda zuhur edecek olan;

ben zalim ve gaddarları yerlerinden çıkarıp son zamanda onlarla azap verecek olanım;

benim Yağusa, Ya'uka ve Nusra şiddetli bir azap ile ceza verecek olan (bu üç isim cahilliye devrinde putların adlarıdır. Imam hazretleri kendi devrinde yaşamış olan üç muhalifinin adlarına rumuz olarak kullanmıştır);


 

benim her dil ile konuşan;

benim doğularda ve batılarda tüm yaratıkların amellerine müşahit olan; ben Muhammedin damadıyım;

ben Muhammedim, Muhammed de benim;

ben o manayım ki, ona ne bir isim ne de bir şüphe düşer;

ben kurtuluş kapısıyım ve Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-Aliy'ul-azim (Güç ve Kuvvet ancak Aliyyül Azim olan Allahtan gelir)

Kaynakça:

El-Hafız Recep el Bersi Meşâriku Envâr el Yakîn fi Esrâr Emîrül Müminin S.170-172 Beyrut Bas.

Es-Seyyid Haşim el-Bahrani "Lavâmi'un-Nurâniyye"

Enis Emir Kuranda Ehli Beyt S.7,8 Ayyıldız Yayınları 1995 Ankara bas
 
 İmam Muhammed Bakir (a.s): "Her kim bizi hatırladığında veya onun yanında anıldığımızda, gözlerinden sinek kanadı miktarınca bile olsa göz yaşı akarsa, Allah ona cennette bir ev bina eder ve bu göz yaşını onunla cehennem arasında hicab ve engel kılar."

Allah kimi dilerse, saptırır; dilediği kimseyi de doğru yola iletir. Onları seçkin kıldık ve doğru yola ilettik."En'am Suresi 39 ve 87mam Ali'yedir.
O rivayetlerden biri de, İmam Muhammed Bakır (a.s) bu ayetin tefsirinde şöyle buyurdu: "All...ahu Teala'nın işaret ettiği yol,
Al-i Muhammed'in yoludur."

 
Hel etâ), Insan sûresinde, meâl-i şerîfi; ..olan sekizinci âyet-i kerîmenin tefsîrinde beyan buyurmustur ki Hz. Alî (k.v), Hz. Fâtima, Hz. Hasen ve Hz. Hüseyin hakkında nâzil olduğunu rivâyet etmişlerdir.
Hz.Hasen ve Hz. Hüseyn hasta olmuşlardı. Fahr-i âlem görmeğe vardılar. Hz. Alî ve Hz. Fâtıma-tüz-Zehrâ'ya hitâb edip, buyurdular ki; "Bu ciğer gûşelerinize bir nezr eyleyin/adak adayın!" O iki Server, "Hak Sübhânehü ve Teâlâ hazretleri bu ikisine yani Hasan ve Hüseyin hazretlerine, sıhhat verir ise, üçer gün oruc bize nezr olsun/adâk olsun" dediler. O iki Cennet râyihâları/kokusu şifâ buldu. Ancak evlerinde yenilecek birşeyi yok idi. Hz. Alî varıp, bir yehûdîden üç sa' arpa borç aldı. Üçü de nezr etdikleri oruclara niyyet etdiler. O ölçek arpanın bir ölçeğini Hz. Fâtıma hazretlerinin câriyesi üğütüp, beş adet ekmek pişirdi. Kendileri beş kişi idiler. O beş çöreğin birini Hz. Alî'nin önüne ve birini Hz. Hasen'in önüne ve birini Hz. Hüseyn'in önüne ve birini Fıdda câriyeye ve birini de Hz. Fâtıma kendi önüne koydu. Bir miskîn gelip, dedi ki: "Yâ Ehl-i beyt-i Resûlallah! Miskîn müslimânlardan bir miskînim. Bana yiyecek verin. Allahü Teâlâ hazretleri sizi Cennet ni'metleri ile ta'âmlandırsın."Ellerindeki çörekleri ona sadaka verip, kendileri su ile iftâr etdiler.
Ertesi gün yine oruc tutdular. Câriye bir ölçek arpa dahâ üğütüp yine beş çörek pişirdi. Iftâr vaktinde, önlerine alıp, iftâr edecekleri sırada, bir yetîm geldi. Beşi de çörekleri ona verip, o yetîmi sevindirip, kendileri su ile iftâr edip, uyudular. Ertesi günü yine oruc tutdular. O kalan bir ölçek arpayı da, beş çörek
yapıp, önlerine aldılar. Iftâr edecekleri vakt, bir esîr gelip, dedi ki, üç gündür açım. Allahü Teâlâ için bana acıyın, dedi. Beşi de çöreklerini ona verip, yine su ile iftâr etdiler.
Dördüncü gün sabâhladılar. Hz. Alî, Hz. Hasen ve Hz. Hüseyn'in ellerinden tutup, Resûl-i Ekrem hazretlerinin huzûr-ı şerîflerine götürdüler. Hz. Habîb-i Ekrem onları, açlıkdan kuş yavrusu gibi titrerler şekilde gördüler. Alî hazretlerine buyurdu ki; "Yâ Alî! Bizi üzüntüye gark etdin." Kalkıp bunları aldı. Hz. Fâtıma'nın (r.a) yanına vardı. Fâtıma'yı gördü ki, karnı arkasına yapışmış ve mubârek gözleri çukura gitmiş. Üzüntüsü dahâ da artdı. Hz. Cebrâîl (a.s) nâzil oldu ve dedi ki; "Yâ Muhammed! Hak Sübhânehü ve Teâlâ hazretleri mubârek etsin. Ehl-i beytin hakkında âyet-i kerîme gönderdi. (Hel etâ) sûresini okudu. Hz. Resûlullah bunları bu hâlde görünce buyurdular ki: "Yâ kızım Fâtıma! Baban üç gündür ta'âm yememişdir."
Hz. Alî, Medîne'den dışarı gitdi. Gördü ki, bir arab kuyudan su çekip, davarına su verir. Hz. Alî araba dedi ki; "Sana ücret ile su çekeyim mi?" O da; "Iyi olur." dedi. Her kovaya bir avuç hurmaya ücret ile pazarlık etdiler. Hz. Alî su çekmeğe başladılar. Yeteri kadar çekip, son kovayı çekdiklerinde, Allahü Teâlânın hikmeti, kovanın ipi kopup, kova kuyuya düşdü. Arab, Alî'nin mubârek yüzüne bir tokat vurdu. Getirip, hesâbınca hurma verdi. Alî mubârek elini, o derin kuyuya sokup,
kovayı çıkardı, Arabın eline verdi. Sonra da koyup, gitdi. Hz. Fâtıma'nın yanına varıp, hurmayı önlerine koydu. Hurmayı yir iken, Hz. Fâtıma bakdı. Mubârek yüzünde tokat eserini gördü. Dedi ki; "Yâ Alî, yüzünüzde bir iz vardır; bu nedir?" Alî gizleyip, "Bir şey yokdur", buyurdular. Bu tarafda ise Hz. Alî, kovayı kuyudan alıp, arabın eline verip gitmişdi. Arab da hayret etmişdi. Düşündü ki, "Eğer bu kişinin dîni ki, Muhammed dînidir. Hak din olmasa idi, bu derin kuyudan kovayı nasıl çıkarırdı." Kendi kendisine dedi ki; "Bir el ki böyle küstâhlık etmiş olsun, o el bana lâzım değildir", deyip, Hz. Alî'ye vuran elini kesip, eline aldı. Alî hazretlerinin huzûrlarına gitmek üzere yola koyulup, geldi ve kapıyı çaldı. Hz. Alî (k.v) kapıya çıkıp, gördüğü gibi, acele ile geri içeri girip, dedi ki; "Yâ Resûlallah! Bir arab gelmiş. Elinde kendinin bir kesik eli var. Kanı akar. Ağlar. Sizi görmek ister." Resûlullah tebessüm edip, buyurdu ki; "Yâ Alî! O arab edebsizlik eden arabdır. Söyle içeri gelsin." Varıp, söyledi. Arab içeri girdikde, Hz.Habîbullah o arabı o hâl üzere görüp, üzüldü. Ona dedi ki; "Niçin böyle hatâya düşdün, hatâ işledin?"
Arab ağlıyarak, küstâhlığının özrünü dileyerek îmâna geldi. Resûlullah kesik elini yerine koyup, mubârek ağzının suyunu sürüp, düâ buyurdu. Allahü Tebâreke ve Teâlâ hazretlerinin kudreti ile arabın eli sapasağlam ol
 

Şüphe yok ki Yüce Hak, Adem ile Nuh'u İbrahim'in soyunu hem İmran'ın soyunu Ne kadar ulus varsa üzerlerine seçti Cümle tüm varlıklara, Aleme üstün kıldı Al-i İmran Suresi 33 Birbirinden türeyen yüce bir soydur onlar Tanrı her şeyi bilir, bilicidir. Hem duyar" (Al-i İmran Suresi 34 (Alevi-islam kur'an yorumu) İmam Muhammed Bakır Buyurdu ki: 33. ve 34. ayetler deki.. soyun geri kalan zürriyeti bizleriz Kim ki Ehl-i Beyt'imin o emanet hakkına Riayet eder, ise ahret alemlerine Kefilim. Her kim ki kadrini kıymetini Bilerek Ehl-i Beyt'e verse muhabbetini, Hakkını gizleyip adaletle ararsa, Gerçekleri anlatıp ilmini de yayarsa, Biz onların ecrini hem de kat kat veririz. Artırırız şüphesiz Allah cömert, biliriz. Güzelliğe güzellik ekleriz. Hak Gafur'dur. iyiliğe iyilik çok affeder. Allah Şekur'dur. ( Sura suresi ayet 23. Alevi-islam kur'an yorumu) Esirgeyensin Rabb'im, bağışlayan Rabb'im Senin adınla açar, senle ağzım kaparım. Sen alemler Rabb'isin, asla yoktur şephemiz Yaratılmış ayrılmaz, inanırız hepimiz. Ta,( tuğba ağacıdır Ehli Beyt'tir manası) Ha, (Hidayete erer Ehl-i beyt'in tebası) Ta'ha suresi ayet 1 İmam Muhammed Bakır Buyurdu ki: Ta ve Ha harflarinden murat Hz. Muhammed ve onun Ehl-i beyt'nin her türlü pislikten temizlenmiş olmasdır... Bu harflerin manası Ehl-i Beyt'tir.. Ve dahi bu harflerin anlamı şudur ki... Ta: Hurifi ilminde Kıyamet günü gelecek olan İmam Mehdi'ye işarettir.. Ha: Hidayete erecek Ehl-i beyt'in tebasını simgeler. onra o yüce Allah Adem'in tövebesini, Kabul etti. Gereken kuralları, işleri, Hem bazı ilimleri Adem'e hep öğretti Hidayetle kurtuluş yollarını belletti. ( Ehl-i Beyt'in nurunu O'na önayak yaptı O'nun yüzü hürmetine günahlarından geçti. ) ( Ta- Ha Suresi Ayet 122. ) Cenabı Hakk Ademe'e sordu Arşı alada ne gördün. O da beş nur gördüm dedi, Allah... "O nur fatıma-ül zehra'dır. Başındaki taç babası Muhammed Mustafa'dır, Belindeki kemeri Ali-el Mürteza'dır, Kulaklarındaki küpeler Hasan'la Hüseyin'dir." oksa onlar, Allah'ın kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar?.." 67 İbn-i Abbas bu ayetin tefsirinde şöyle buyurmuştur: " Bu ayeti kerime Hz. Muhammed ve Hz. Ali hakkında indi, Allah'ın kendi fazlı, nübüwet ve imamettir." 68 67- Nisa Suresi 54 68- Ğayet-ul Meram s. 325 Kim onun faziletlerinden bir tanesini, ona ikrar ettiği hâlde zikrederse, Allah onun yakın ve uzak geçmişteki günahlarını bağışlar ''Kim Ali b. Ebî Tâlib'in faziletlerinden birisini yazarsa, o yazı yok olmadığı sürece melekler onun için mağfiret dilerler ve kim onun faziletlerinden birisini dinlerse, Allah onun kulağıyla işlediği günahlarını bağışlar ve kim onun faziletlerinden bazısının yazıldığı bir yazıya bakarsa, Allah onun gözle işlediği günahlarını bağışlar." Sonra Resulullah (s.a.a) şöyle devam etti: "Ali b. Ebî Tâlib'e bakmak ibâdettir ve hiçbir kulun imanı onun velâyetini kabul etmeden ve düşmanlarından teberri etmeden kabul olmaz!"Kaynaklar: Hilyetü'l-Ebrâr, c.1, s.285, El-İsnâ Aşeriyye, s.62, İhkâkü'l-Hak, c.5, s.130, İrşâdu'l-Kulûb, s.209, Envârü'l-Hidâye, s.131, Bihârü'l-Envâr, c.38, s.19 esullah ''Ali cennet kapısının asılmış bir halkadır. Kim Ona tutunursa cennete girer'' buyurdu.(1) El-Menakıb kitabınnda, Hatib-i Bağdadi vasıtasıyla Peygamber'den şöyle nakletmiştir: Cennet Kapısının halkası, altın yüzeyler üzerine yerleştirilmiş kırmızı yakuttan olacaktır. Halka kapıya değdikçe ''Ya Ali.. Ya Ali..'' diye seslenecektir. (2) Kaynaklar1) - Feraidüs Simtayn, c.1 s.180, İlhakül Hak c.7. s168 (2) - İhkakül Hak c.7 s. 176 Abdullah bin Abbas rivayet eder ki Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Ey İbni Abbas! Aliden ayrılma. Şüphesiz hakk onun dilinde ve kalbindedir. Doğrusu o cennetin ve ateşin kilidi ve anahtarıdır. Onun sayesinde cennet veya cehenneme girilir. Yenabiul Meveddet sf 257,Menakıb ul Murtezeviyye(Keşfi) sf 113 Hz.Ali hutbelerinde şöyle emrediyor:Benim hakkımda iki türlü kişi helak olur.Sevip hakkımda ileri giden,sevmeyip bana buğz eden. kaynak:Nehc'ül belaga

Şüphe yok ki Yüce Hak, Adem ile Nuh'u
İbrahim'in soyunu hem İmran'ın soyunu
Ne kadar ulus varsa üzerlerine seçti
Cümle tüm varlıklara, Aleme üstün kıldı
Al-i İmran Suresi 33
...Birbirinden türeyen yüce bir soydur onlar
Tanrı her şeyi bilir, bilicidir. Hem duyar"
(Al-i İmran Suresi 34 (Alevi-islam kur'an yorumu)
İmam Muhammed Bakır Buyurdu ki: 33. ve 34. ayetler deki.. soyun geri kalan zürriyeti bizleriz..

İmam Muhammed Bakır Buyurdu ki: Ta ve Ha harflarinden murat Hz. Muhammed ve onun Ehl-i beyt'nin her türlü pislikten temizlenmiş olmasdır... Bu harflerin manası Ehl-i Beyt'tir.. Ve dahi bu harflerin anlamı şudur ki...

Ta: Hurifi ilminde Kıyamet günü gelecek olan İmam Mehdi'ye işarettir..

Ha: Hidayete erecek Ehl-i beyt'in tebasını simgeler..

 

Esirgeyensin Rabb'im, bağışlayan Rabb'im

Senin adınla açar, senle ağzım kaparım.

Sen alemler Rabb'isin, asla yoktur şephemiz

Yaratılmış ayrılmaz, inanırız hepimiz.

Ta,( tuğba ağacıdır Ehli Beyt'tir manası)

Ha, (Hidayete erer Ehl-i beyt'in tebası)

Ta'ha suresi ayet 1
 

Sonra o yüce Allah Adem'in tövebesini,

Kabul etti. Gereken kuralları, işleri,

Hem bazı ilimleri Adem'e hep öğretti

Hidayetle kurtuluş yollarını belletti.

( Ehl-i Beyt'in nurunu O'na önayak yaptı

O'nun yüzü hürmetine günahlarından geçti. )

( Ta- Ha Suresi Ayet 122. )

Cenabı Hakk Ademe'e sordu Arşı alada ne gördün. O da beş nur gördüm dedi,

Allah... "O nur fatıma-ül zehra'dır. Başındaki taç babası Muhammed Mustafa'dır, Belindeki kemeri Ali-el Mürteza'dır, Kulaklarındaki küpeler Hasan'la Hüseyin'dir."

Yoksa onlar, Allah'ın kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar?.." 67

İbn-i Abbas bu ayetin tefsirinde şöyle buyurmuştur: " Bu ayeti kerime Hz. Muhammed ve Hz. Ali hakkında indi, Allah'ın

kendi fazlı, nübüwet ve imamettir." 68

67- Nisa Suresi 54

68- Ğayet-ul Meram s. 325

 
 
  Bugün 8 ziyaretçi (12 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol